Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) 37. Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı, İzmir’in Çeşme ilçesindeki bir otelde düzenlendi. Toplantıya konuk olan Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Bali, 2000’li yılların başından bu yana ekonomik gelişmelere değinerek, Türkiye’nin orta gelir tuzağını aşması için teknoloji, inovasyon, hukuk ve eğitim alanlarında ilerlemeye ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Türkiye’nin hedeflediği büyüme seviyelerini yakalaması için dört önemli avantajının olduğunu belirten Adnan Bali, şöyle konuştu:
UN Global Compact Türkiye, iş dünyasının önde gelen temsilcilerini Ege Bölgesi Buluşması’nda İzmir’de ESİAD ev sahipliğinde, KalDer İzmir ve TAİDER işbirliğinde bir araya getirdi. Buluşma kapsamında “Liderlerin Sürdürülebilirlik Ajandası” başlıklı panelde küresel gelişmeler, düzenlemeler ve şirketlerin sistemsel dönüşüm yaratma kapasitelerini ortaya koyan iyi uygulamalar ekseninde iş dünyasının hangi alanlarda cesur adımlar atması gerektiği tartışıldı.
UN Global Compact Türkiye Ege Bölgesi Buluşması’nda Avrupa Birliği (AB) düzenlemeleri, insan hakları, eşitlik, adil geçiş ve 2030 perspektifi gibi iş dünyasının geleceğini şekillendiren başlıkların etrafında sürdürülebilirlik gündemi ve şirketlerin rolü tartışıldı. ESİAD ev sahipliğinde, KalDer İzmir ve TAİDER işbirliğinde gerçekleşen buluşmada katılımcılara Ege Bölgesi için İş Dünyası ve İnsan Hakları Deneyim Paylaşım Grubuna başvuruların başladığı duyuruldu.
Liderlerin Sürdürülebilirlik Ajandası: Geleceğe Yön Veren Stratejiler
Etkinliğin açılış oturumu olan “Liderlerin Sürdürülebilirlik Ajandası: Geleceğe Yön Veren Stratejiler” başlıklı panelde; UN Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü, ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Gülfem Yorgancılar ve KalDer İzmir Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Özlem Ecemiş; UN Global Compact Türkiye Genel Sekreteri Melda Çele’nin moderatörlüğünde 2030 perspektifiyle iş dünyasının önümüzdeki dönemde hangi alanlarda cesur adımlar atması gerektiğini ve sosyal sürdürülebilirliğin liderlik vizyonundaki rolünü ele aldılar.
Panelde AB düzenlemeleri ile küresel ve Türkiye’deki gelişmelerin şirketlerin sürdürülebilirlik ajandasına nasıl yön verdiği değerlendirildi ve şirketlerin dönüşüm kapasitelerine ilişkin fikir veren iyi uygulamalar paylaşıldı. Panelde Ahmet Dördüncü bugün iş dünyası liderlerinin, hem zorunlulukların ve yükümlülüklerin hem de toplumun beklentilerinin değişmesiyle birlikte, daha kapsamlı bir liderlik sorumluluğu üstlendiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“İklim krizinden adil geçişe, eşitlikten insan haklarına kadar her alanda iş dünyası liderleri artık sadece kendi şirketlerinin değil, toplumun geleceğinin de sorumluluğunu taşıyor. Eşitsizliklerin derinleştiği, insan hakları ihlallerinin arttığı, en temel hizmetlere erişimin zorlaştığı bu dönemde sorumlu olan, etkisi olan kimsenin elini taşın altından çekme lüksü yok. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamındaki hedeflerin yüzde 90’ından fazlası insan hakları yükümlülükleriyle örtüşüyor. Yani SKA’lar yönünde atılan her adım, aynı zamanda insan haklarında da bir ilerleme anlamına geliyor. Kısacası, sürdürülebilir kalkınma ile insan hakları birbirinden ayrı değil; aynı madalyonun iki yüzü. Bugün liderler için en büyük sınav, bu çoklu kriz ortamında geleceği düşünerek veriye dayalı ve adil, kapsayıcı ve cesur kararlar alabilmek.”