Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) ve Kentimiz İzmir Derneği iş birliğiyle hayata geçirilen “Suyun İzindeki Mucitler” projesi tamamlandı. Ortaokul öğrencilerinin geliştirdiği su tasarrufu odaklı projeler, geleceğin sürdürülebilir İzmir’i için umut verdi.
İklim krizi nedeniyle su kaynakları üzerindeki baskı her geçen gün artarken, Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) ile Kentimiz İzmir Derneği, örnek bir iş birliğine imza attı. Ortaokul çağındaki çocukları suyun verimli kullanımı konusunda bilinçlendirmeyi amaçlayan proje kapsamında; suyun doğadaki yolculuğu, etkileşimli deneylerle keşfedildi, robotik kodlama atölyeleriyle teknoloji ve su bir araya getirildi, takım çalışmalarıyla sürdürülebilir çözümler geliştirildi. Dört ay süren proje boyunca çocuklar, su tasarrufuna yönelik kendi projelerini tasarlayıp hayata geçirdi. ESİAD ev sahipliğinde düzenlenen proje kapanış toplantısında, projeye katılan öğrenciler hazırladıkları projeleri hakkında bilgi verdi.
SU, ÖNCELİKLİ GÜNDEMİMİZ
Kapanış toplantısında konuşan Sibel Zorlu, iklim krizi ve su kaynaklarındaki hızlı azalmaya dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu:
“İklim krizi ve su kıtlığı riski ESİAD’ın öncelikli gündem maddelerinden biri. ‘Suyun İzindeki Mucitler’ projesi, çocuklarımızın erken yaşta çözümün bir parçası olmasını sağlayan çok kıymetli bir adım oldu. Geçtiğimiz aylarda su temasıyla düzenlediğimiz Climathon etkinliğinde de üniversiteli gençlerimizle bir araya gelerek suyun sürdürülebilir yönetimi üzerine yenilikçi projeler geliştirdik. Gençlerimizin ortaya koyduğu vizyon bize şunu çok net gösterdi: Onlar yalnızca geleceğin değil, bugünün de en güçlü çözüm ortaklarıdır. Su meselesini çok daha geniş bir perspektifte ele almak amacıyla, 13 Ocak’ta ‘Su Konferansı’ düzenleyeceğiz. Bu konferansla kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplumu aynı zeminde buluşturarak ortak aklı ve stratejik iş birliklerini güçlendirmeyi hedefliyoruz. İnsanlığı tehdit eden iklim krizi ve hızla değişen çevre koşulları karşısında, ekonomik büyüme ile ekolojik denge arasında sağlıklı bir denge kurmak artık bir tercih değil, zorunluluk. Suyu korumak; yalnızca bugünü değil yarını da düşünenlerle mümkün.”













